O’Connor, Tour DE France’ın Kraliçe Etabını Kazandı!
Team Jayco AlUla takımının sporcusu Ben O’Connor, Tour de France’ın 18. etabını kazanarak adeta bir efsaneye imza attı. Avustralyalı bisikletçi, bu yılın turundaki en yüksek nokta olan Col de la Loze zirvesine yaptığı etkileyici atakla tırmanışta rakiplerine fark atarak zafere ulaştı. Son tırmanışta, etap bitimine 16 kilometre kala kaçış grubundan Einer Rubio’yu geride bırakan O’Connor, sarı mayo sahibi Tadej Pogačar’ın 1 dakika 45 saniye önünde finişe ulaştı.
Bu zafer, sezon başında Team Jayco AlUla’ya katılan O’Connor için takım formasıyla elde ettiği en büyük başarı oldu. Aynı zamanda Tour de France kariyerindeki ikinci etap galibiyetine de imza attı; ilkini 2021 yılında kazanmıştı.
O’Connor bu tarihi galibiyeti, özel olarak hazırlanan süper hafif ve siyah tasarıma sahip Giant Propel Advanced SL bisikletiyle elde etti. Bu özel bisiklet, 10. etapta gerçekleşen dağ zamana karşı yarışı ve zirve finişleri için özel olarak tasarlandı. Bisiklet, CADEX Max 40 WheelSystem, Aero Cotton lastikler, CADEX Aero entegre gidon ve Amp 3D sele ile donatıldı.
Yarışın ilk etabında yaşadığı kaza nedeniyle geriye düşen O’Connor, gösterdiği dayanıklılıkla geri dönerek Tour’un en zorlu etabını kazanmayı başardı. Bu etap, Col du Glandon, Col de la Madeleine ve Courchevel yakınlarındaki Col de la Loze zirve finişi dahil olmak üzere üç adet "hors catégorie" (kategori dışı) tırmanış içeren 171 kilometrelik zorlu bir parkurdu. Özellikle son tırmanış 26 kilometreden uzun ve ortalama %6,5 eğimle yarışçılara adeta meydan okudu.
O’Connor’un zaferi, aynı zamanda takım için de moral kaynağı oldu. Team Jayco AlUla, 11. etapta Mauro Schmid’in yalnızca birkaç santimetreyle kaçırdığı birinciliğin ardından büyük bir geri dönüş yaşadı.
“Bu yarış boyunca, zor zamanlarda bile her gün bana destek olan takımımla ve kendimle gurur duyuyorum,” dedi O’Connor.
“Jayco AlUla’daki herkese teşekkürler. Bu hem takımın hem de benim ihtiyaç duyduğum bir galibiyetti. Tour de France dünyanın en büyük yarışı ama aynı zamanda en acımasız olanı. Bugün başlangıçtan itibaren kendimi çok daha iyi hissettim. Madeleine’in zirvesinde Jonas [Vingegaard] ve Pogi (Pogačar) bana katıldığında bir şansım olabileceğini düşündüm. Hâlâ onlarla birlikte zirvedeydim; vadide atak yapmak için mükemmel bir fırsattı.”
O’Connor, gücüne güvenerek doğru taktiklerle kariyerinin en büyük zaferlerinden birini kazandı. Yarışın bitimine 41 kilometre kala, kaçış grubundan ayrılarak Rubio ve Matteo Jorgenson ile birlikte öne çıktı. Son tırmanışta yalnızca Rubio ile kalan Avustralyalı bisikletçi, 16 kilometre kala güçlü bir atakla rakibini geride bıraktı.
“Denemeye değerdi,” dedi. “Son tırmanışta Couchevel’e girmeden hemen önceki en dik bölüme kadar bekledim. Sonrasında tempoyu korumak ve sabit hızla gitmek gerekiyordu — tipik bir zamana karşı stratejisi. En iyi yaptığım şey bu.”
29 yaşındaki O’Connor, son kilometrelerde farkı açınca zaferinin tadını doyasıya çıkardı. “Rubio geride kaldıktan sonra, sarı mayonun son 5 kilometrede gelip beni yakalamasını istemedim, bitime 3 kilometre kala farkın hâlâ üç dakika olduğunu duyduğumda artık güvendeydim ve o an müthişti.”
Fotoğraflar: @sprintcycling